Tarihin bize öğrettiği şey insanların ondan bir şey öğrenmemiş olmasıdır.
- What history teaches us is that men have never learned anything from it.
Tarihi değiştiremeyiz ama ondan öğrenebiliriz.
- We can't change history, but we can learn from it.
Kitabı ondan ödünç aldı.
- She borrowed the book from him.
Ondan uzak durmanız sizin akıllılığınız.
- It was wise of you to keep away from him.
Bu eski madeni paraları ondan aldım.
- I got these old coins from her.
Tom, John'un ondan ödünç para almaya çalışacağı konusunda Mary'yi uyardı.
- Tom warned Mary that John would try to borrow money from her.
Bundan kim yararlanıyor?
- Who benefits from this?
Bundan ne gibi sonuçlar çıkarılabilir?
- What conclusions can be drawn from this?
Yakında senden haber almaktan müteşekkür olacağım.
- I would appreciate hearing from you soon.
Senden bu kadar iyi bir hediye beklememiştim.
- I didn't expect such a nice present from you.
... And it's impossible to monitor all of them at the same time. ...
... Just plugging them. ...