from the time that

listen to the pronunciation of from the time that
İngilizce - Türkçe

from the time that teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

since
-den dolayı
since
dığı için
since
beri

Buraya taşındığımızdan beri beş yıl geçti. - It is five years since we moved here.

Onun geçen aydan beri hasta olduğunu duydum. - I hear he has been ill since last month.

since
madem

Mademki yağmur yağıyor, evde kalsan daha iyi olur. - Since it's raining, it would be better it you stayed at home.

Madem yolu biliyorsun, bize yol göster. - Lead us, since you know the road.

since
{e} den itibaren
since
o zamandan beri

O zamandan beri, Japonya'da büyük bir değişim oldu. - Since then, a great deal of change has occurred in Japan.

Tom o zamandan beri Mary'yi görmedi. - Tom hasn't seen Mary since then.

since
bu yana

Son kezden bu yana o çok değişti. - He changed a lot since the last time.

Vay be, Daniel'ı son gördüğümden bu yana çok kilo almış. - Wow, Daniel has put on a lot of weight since the last time I saw him.

since
(bağlaç) den beri, olalı, edeli, madem, yapalı, mademki, dığı için
since
çok evvel
since
hazır

Hazır olmadığı için onsuz gittik. - We went without him since he wasn't ready.

since
-eli beri
since
-den itibaren
since
yapalı
since
dolayı

Yorgun olduğundan dolayı, yatmaya gitti. - Since he was tired, he went to bed.

Tom içtiğinden dolayı Mary'nin eve götürmesi gerektiğini düşünmüyor. - Tom doesn't think Mary should drive home since she's been drinking.

since
mademki

Mademki öyle söylüyor, o doğru olmalı. - Since he says so, it must be true.

Mademki buradasın, akşam yemeği yesen iyi olur. - Since you're here, you had better eat dinner.

since
ıf.için: prep.-den beri
since
-den beri
since
z. o zamandan beri, ondan sonra: He left Wednesday, and I haven't seen him since. Çarşamba gitti; o zamandan beri görmedim. They started the
İngilizce - İngilizce
since
from the time that

    Türkçe nasıl söylenir

    fırm dhi taym dhıt

    Telaffuz

    /fərm ᴛʜē ˈtīm ᴛʜət/ /fɜrm ðiː ˈtaɪm ðət/

    Videolar

    ... doing exactly the same thing at the same time, that will ...
    ... going to fall or not.  How did they know ahead of time that that building wouldn't ...