İstediğimi ondan alacağım.
- I'll take from it what I wish.
Bir dereceye kadar, biz hepimiz ondan muzdaribiz.
- We all suffer from it to some degree.
Ondan henüz haberim yok.
- I have had no news from him yet.
O, yıllar önce ondan kitabı ödünç aldı ve onu henüz iade etmedi.
- She borrowed the book from him many years ago and hasn't yet returned it.
Tom, John'un ondan ödünç para almaya çalışacağı konusunda Mary'yi uyardı.
- Tom warned Mary that John would try to borrow money from her.
Bu eski madeni paraları ondan aldım.
- I got these old coins from her.
Birisi bundan ne kazanır?
- What does one profit from this?
Bundan, Feminizmin hala gerekli olduğu sonucuna varabilirsin.
- From this you can conclude that feminism is still necessary.
Ben haftalardır senden haber almak için can atıyorum.
- I've been looking forward to hearing from you for weeks.
Senden küçük bir yardıma ihtiyacım var.
- I need a little help from you.