İstediğimi ondan alacağım.
- I'll take from it what I wish.
Tarihi değiştiremeyiz ama ondan öğrenebiliriz.
- We can't change history, but we can learn from it.
Kitabı ondan ödünç aldı.
- She borrowed the book from him.
Ondan henüz haberim yok.
- I have had no news from him yet.
Bu eski madeni paraları ondan aldım.
- I got these old coins from her.
Ben ona telefon etmek üzereyken, ondan bir mektup geldi.
- Just when I was about to phone her, a letter arrived from her.
Onun bisikleti bundan farklıdır.
- His bicycle is different from this one.
Birisi bundan ne kazanır?
- What does one profit from this?
Ben haftalardır senden haber almak için can atıyorum.
- I've been looking forward to hearing from you for weeks.
Senden bu kadar iyi bir hediye beklememiştim.
- I didn't expect such a nice present from you.