Adam köyün her yerinde iyi tanınmıştır.
- The man is well-known all over the village.
Bankanın şubeleri Japonya'nın her yerinde bulunmaktadır.
- The branch offices of the bank are located all over Japan.
Vücudumun her tarafında ağrılarım ve sızılarım var.
- I have aches and pains all over my body.
Vücudumun her tarafı ağrıyor.
- My body aches all over.
Tom raporu baştan yeniden yazmak zorundaydı.
- Tom had to write the report all over again.
Her şeye yeniden başladık.
- We started all over again.
Onun bitmiş olduğunu biliyorduk.
- We knew it was all over.
Tom'u her yerde aradım.
- I looked all over for Tom.
Tom için her yerde araştırma yaptım.
- I searched all over for Tom.
Biz tekrar baştan başlamak zorundayız.
- We have to start all over again.
Tom bütün hikayeyi tekrar baştan dinlemek zorunda kaldı.
- Tom had to listen to the whole story all over again.
Bu yeni baştan oluyor.
- It's happening all over again.
Şimdi her şeye baştan başlamalıyım.
- Now I have to start all over again.