Ben seni gördüğüm andan itibaren seviyorum.
- I've loved you from the moment I saw you.
Yarın sabahtan itibaren birlikte koşuya başlayalım.
- Let's start jogging together from tomorrow morning.
Ani bir fırtınadan dengesini kaybettiği için, ip cambazı ölümüne düştü.
- Losing his balance from a sudden gust of wind, the tightrope walker fell to his death.
Benim kendi deneyimlerinden, hastalık çoğunlukla uykusuzluktan kaynaklanıyor.
- From my own experience, illness often comes from sleeplessness.
İstediğimi ondan alacağım.
- I'll take from it what I wish.
Tarihin bize öğrettiği şey insanların ondan bir şey öğrenmemiş olmasıdır.
- What history teaches us is that men have never learned anything from it.
Sophie bilinmeyen bir gönderenden gelen bir başka mektup almak için can atıyordu.
- Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.
Tom başlangıçtan beri haklıydı.
- Tom was right from the beginning.
O bunu başlangıçtan beri biliyordu.
- She knew it from the start.
Allah tarafından gönderilen bir adam geldi; onun adı Yahya'ydı.
- There came a man who was sent from God; his name was John.
İnsanlar buradan beş para etmez görünüyor.
- The people look like trash from here.
Sanırım birkaç gün buradan uzaklaşmalıyız.
- I think we should get away from here for a few days.
Arabam lüks değil ama beni A noktasından B noktasına götürüyor.
- My car isn't fancy, but it gets me from point A to point B.
Hepimiz büyük şoktan dolayı ürperdik.
- We all shuddered from the great shock.
Biz yağmurdan dolayı bir ağacın altında sığındık.
- We took shelter from the rain under a tree.
Dan okuldan bir arkadaşım.
- Dan is a friend from school.
Dan, Linda'ya alkolden uzak kalacağına dair söz verdi.
- Dan promised Linda to stay away from alcohol.
Kitabı ondan ödünç aldı.
- She borrowed the book from him.
O, yıllar önce ondan kitabı ödünç aldı ve onu henüz iade etmedi.
- She borrowed the book from him many years ago and hasn't yet returned it.
Yeni Zelanda'dan geri döndüğünden beri Rick'i görmedim.
- I haven't seen Rick since he returned from New Zealand.
Tom Mary'den o Boston'a taşındığından beri haber almadı.
- Tom hasn't heard from Mary since she moved to Boston.
Böyle kirleticiler çoğunlukla otomobil motorlarındaki yakıt tüketiminden kaynaklanmaktadır.
- Pollutants like this derive mainly from the combustion of fuel in car engines.
Telifli kaynaklardan cümleler eklemeyin.
- Don't add sentences from copyrighted sources.
Erkek kardeşim onunla ilk tanıştığından beri onu sevmedi.
- My brother didn't like her from the first time he met her.
Bu bir müşteriden hediye kabul ettiğim ilk an.
- This is the first time I've ever accepted a gift from a customer.
Hastalık nedeniyle okulda yoktum.
- I was absent from school because of illness.
O, hastalık nedeniyle okulda yoktu.
- He was absent from school because of illness.
Ve onu kimden öğrendin?
- And who did you learn that from?
Tom Mary'nin Fransızcayı kimden öğrendiğini merak etmeye başladı.
- Tom began to wonder who Mary had learned French from.
Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor.
- You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.
Tom benim yerimden uzakta olmayan bir apartmanda yaşıyor.
- Tom lives in an apartment not far from my place.
Modern arabalar birçok yönden eski olanlardan farklıdır.
- Modern cars differ from the early ones in many ways.
Tarihi sahne kapıcısı, Tom Skeleton, eskimiş koltuğunda oturdu, aktörlerin soyunma odalarından taş merdivenlerden yukarı gelirken dinledi.
- Tom Skeleton, the ancient stage doorkeeper, sat in his battered armchair, listening as the actors came up the stone stairs from their dressing rooms.
Onun yüzünden ter damlıyor.
- Sweat is dripping from his face.
O, iki yanlış başlama yüzünden yarıştan diskalifiye edildi.
- She was disqualified from the race for two false starts.
Ben ona telefon etmek üzereyken, ondan bir mektup geldi.
- Just when I was about to phone her, a letter arrived from her.
Çok geçmeden ondan haber alacağımızı umuyorum.
- I hope it won't be long before I hear from her.
Birisi bundan ne kazanır?
- What does one profit from this?
Bundan kim yararlanıyor?
- Who benefits from this?
Yakında senden haber almaktan müteşekkür olacağım.
- I would appreciate hearing from you soon.
Ben haftalardır senden haber almak için can atıyorum.
- I've been looking forward to hearing from you for weeks.
He knows right from wrong.
Face away from the wall.
I have just returned from the post office.
- I've just returned from the post office.
Muriel is living poorly off of her part-time job.
- Muriel is making a poor living from her part-time job.