Android uygulamaların gelişmesi bugünden itibaren mümkündür.
- The development of applications for Android is possible from today.
Yarın sabahtan itibaren birlikte koşuya başlayalım.
- Let's start jogging together from tomorrow morning.
Denizden gelen rüzgarlar nemlidir.
- Winds from the sea are humid.
O üniversiteden yeni mezundur, bu yüzden hiç deneyimi yok.
- She is fresh from college, so she has no experience.
Tarihi değiştiremeyiz ama ondan öğrenebiliriz.
- We can't change history, but we can learn from it.
Bir dereceye kadar, biz hepimiz ondan muzdaribiz.
- We all suffer from it to some degree.
Sophie bilinmeyen bir gönderenden gelen bir başka mektup almak için can atıyordu.
- Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.
O bunu başlangıçtan beri biliyordu.
- She knew it from the start.
Tom başlangıçtan beri haklıydı.
- Tom was right from the beginning.
Allah tarafından gönderilen bir adam geldi; onun adı Yahya'ydı.
- There came a man who was sent from God; his name was John.
Banka buradan uzak mı?
- Is the bank far from here?
İnsanlar buradan beş para etmez görünüyor.
- The people look like trash from here.
Arabam lüks değil ama beni A noktasından B noktasına götürüyor.
- My car isn't fancy, but it gets me from point A to point B.
Siyah Amerikalılar, ırkçılıktan dolayı acı çekmeye devam ettiler.
- Black Americans continued to suffer from racism.
O, hastalığından dolayı okulda yoktu.
- He was absent from school on account of illness.
Dan okuldan bir arkadaşım.
- Dan is a friend from school.
Dan'ın paraya ihtiyacı vardı ve babasından ekonomik destek istedi.
- Dan needed money and sought financial relief from his father.
Ondan uzak durmanız sizin akıllılığınız.
- It was wise of you to keep away from him.
Ondan uzun zaman haber alamadılar.
- They haven't heard from him in a long time.
Tom Mary'den o Boston'a taşındığından beri haber almadı.
- Tom hasn't heard from Mary since she moved to Boston.
Yeni Zelanda'dan geri döndüğünden beri Rick'i görmedim.
- I haven't seen Rick since he returned from New Zealand.
Baş ağrın aşırı çalışmaktan kaynaklanıyor.
- Your headache comes from overwork.
Telifli kaynaklardan cümleler eklemeyin.
- Don't add sentences from copyrighted sources.
Uzun süredir ondan ilk kez bir çağrı aldım.
- I had a call from her for the first time in a long time.
Bu bir müşteriden hediye kabul ettiğim ilk an.
- This is the first time I've ever accepted a gift from a customer.
O, hastalık nedeniyle okulda yoktu.
- He was absent from school because of illness.
Her yıl otomobil kazaları nedeniyle kaç tane insan ölüyor?
- How many people die from automobile accidents each year?
Ve onu kimden öğrendiniz?
- And who did you learn that from?
Ve onu kimden öğrendin?
- And who did you learn that from?
Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor.
- You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.
Ben sadece bizzat öldürdüğüm ve parçaladığım hayvanlardan et yerim.
- I only eat meat from animals that I have personally killed and butchered.
Eski arkadaşım bana yazdı, yurt dışından dönüşü ile ilgili bilgi verdi.
- My old friend wrote to me, informing me of his return from abroad.
Bu eski madeni paraları ondan aldım.
- I got these old coins from her.
O, iki yanlış başlama yüzünden yarıştan diskalifiye edildi.
- She was disqualified from the race for two false starts.
Alice şiddetli bir baş ağrısı yüzünden işten eve erken döndü.
- Alice returned home early from work with a severe headache.
O bir hile ile parayı ondan aldı.
- He got the money from her by a trick.
Bu eski madeni paraları ondan aldım.
- I got these old coins from her.
Birisi bundan ne kazanır?
- What does one profit from this?
Bundan ne gibi sonuçlar çıkarılabilir?
- What conclusions can be drawn from this?
Sanırım Tom senden çok şey öğrenebilirdi.
- I think Tom could learn a lot from you.
Senden bu kadar iyi bir hediye beklememiştim.
- I didn't expect such a nice present from you.
He knows right from wrong.
Face away from the wall.
Muriel is living poorly off of her part-time job.
- Muriel is making a poor living from her part-time job.
I have just returned from the post office.
- I've just returned from the post office.