frequent; common; repeated

listen to the pronunciation of frequent; common; repeated
İngilizce - Türkçe

frequent; common; repeated teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

often
sık sık

O, kahvaltısını sık sık orada yer. - He often eats breakfast there.

O, kahvaltısını sık sık orada yer. - She often eats breakfast there.

often
sıkça

Mutlu çocukluğumu sıkça hatırlıyorum. - I often remember my happy childhood.

Onu şarkı söylerken görüyorum ama bu sıkça değil. - I see him singing, but this isn't often.

often
çoğunlukla

Çiftlik hayatından şehir hayatına geçiş çoğunlukla zordur. - The transition from farm life to city life is often difficult.

Benim kendi deneyimlerinden, hastalık çoğunlukla uykusuzluktan kaynaklanıyor. - From my own experience, illness often comes from sleeplessness.

often
çoğu

Peynir çoğu kez bir fareyi bir tuzağa cezbeder. - Cheese often lures a mouse into a trap.

Zenginler çoğu kez pintidirler. - The rich are often misers.

often
çoğu kez

Suç çoğu kez yoksullukla ilgilidir. - Crime has often been related to poverty.

Peynir çoğu kez bir fareyi bir tuzağa cezbeder. - Cheese often lures a mouse into a trap.

often
çok kez
often
çok defa
often
çok kere
İngilizce - İngilizce
often
frequent; common; repeated