freedom (obsolete)

listen to the pronunciation of freedom (obsolete)
İngilizce - Türkçe

freedom (obsolete) teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

large
{s} geniş

Tom geniş kitlenin önünde konuşma yapmaktan hoşlanmaz. - Tom really does detest giving speeches in front of large audiences.

Nehir geniş bir alanı su altında bıraktı. - The river flooded a large area.

large
{s} iri

Ona şişman denmez, iriydi. - He was large, not to say fat.

large
kocaman

Kainat kocaman bir okul. - The universe is a large school.

Bugün kocaman bir yılan gördüm. - I saw a large snake today.

large
kalabalık (aile)
large
(Askeri) pupadan gelen (rüzgar)
large
kapı gibi
large
cesamet
large
bol

Çok büyük pencereler bol doğal gün ışığı sağlar. - Very large windows assure abundant natural daylight.

O, üniversiteye bol miktarda para bağışladı. - He endowed the college with a large sum of money.

large
(deyim) Bin, binlik, bin dolar
large
(sıfat) geniş, büyük, iri
large
ortaçağda kullanılan pek uzun bir nota
large
vasi
large
cesim
large
serbest

İki gün önce kaçan mahkum hâlâ serbest. - The prisoner who escaped two days ago is still at large.

Beş mahkûm yeniden tutuklandı, ancak diğer üçü hâlâ serbest. - Five prisoners were recaptured, but three others are still at large.

large
at large serbest
large
mebzul
large
bütün ayrıntılarıyle
İngilizce - İngilizce
{i} large
freedom (obsolete)