O, o günlerde hep içki içiyordu.
- He was always drinking in those days.
O hep soluk görünüyor.
- She always looks pale.
Her zaman altıda kalkarım.
- I always get up at six.
Her zaman şarkı söylüyorsun.
- You're always singing.
Bana daima yardım ettiniz.
- You've always helped me.
Daima sözlüğünü el altında bulundur.
- Always have your dictionary close at hand.