O, bir süre burada kaldı.
- He stayed here for a while.
Soruyu bir süre düşünüp taşındı.
- She pondered the question for a while.
Bu paketleri kısa bir süreliğine bırakmak istiyorum.
- I want to leave these packages for a while.
Erkek kardeşi bir süredir kayıp.
- His brother has been missing for a while now.
Bir süredir seni görmedim.
- I haven't seen you for a while.
Bir süre için gitmiş olabilirim.
- I may be gone for a while.
Ben bir süre için tekrar dişçiye gitmek zorunda kalmamalıyım.
- I shouldn't have to go to the dentist again for a while.