Bu akşam onun için bir veda partisi düzenliyoruz.
- We are giving a farewell party for him tonight.
Onun için bir gömlek satın aldı.
- She bought a shirt for him.
Bunun için iyi bir neden vardı.
- There was a good reason for this.
Bunun için onu ne kadar övsek azdır.
- We cannot praise him highly enough for this.
Ben nezaketin için sana çok minnettarım.
- I am much obliged to you for your kindness.
Senin hataların bile sana olan saygımı azaltmaz ve arkadaşlıkta önemli olan budur.
- Even your faults do not lessen my respect for you, and in friendship this is what counts.
Karar vermek size kalmış.
- That's for you to decide.
Yardımınız için size çok minnettarım.
- I'm very grateful to you for your help.
Bunu senin için yapıyorum.
- I'm doing it for you.
İşte senin için bir mektup.
- Here is a letter for you.
Bu benim için çok zordu.
- This is very difficult for me.
Bu kitabı okumak benim için kolay.
- It is easy for me to read this book.
run for it.
... To guide him, the compass, an invention from China. ...
... on society to tell him what makes him valuable. ...