İki saat süresince karın içinde otobüsü bekledim.
- I waited for the bus in the snow as long as two hours.
Bu yer yüzmek için elverişli.
- The place is convenient for swimming.
Senin için onun yoluna gireceğini umuyorum, Tom.
- I hope it works out for you, Tom.
Onun yardımı karşılığında ona bir içki ısmarladım.
- I bought him a drink in return for his help.
Tom yaptığı bütün iş karşılığında ne alıyor?
- What does Tom get in return for all the work he's done?
Onu, hataları yüzünden daha az sevmiyorum.
- I do not love him the less for his faults.
O, cinayet yüzünden hapse atılmıştır.
- He was framed for murder.
Sağlık sorunları nedeniyle okulu bıraktı.
- She quit school for health reasons.
Bizim tren deprem nedeniyle beş saat süreyle durdu.
- Our train stopped for five hours owing to the earthquake.
Beni istasyonda karşılamayı unutma.
- Do not forget to meet me at the station.
Biriyle ilk defa karşılaştığında,konuşmayı hafif sürdür.
- When meeting a person for the first time, keep the conversation light.
Bu gemi okyanus yolculuğu için uygun değil.
- This ship is not fit for an ocean voyage.
Onun görev için uygunluğundan hiç kimsenin kuşkusu yok.
- No one doubts her fitness for the post.
Biz, onun bu iş için doğru adam olduğunu keşfettik.
- We've found him to be the right man for the job.
Gemi kıyıya doğru gitti.
- The ship made for the shore.
O, onun adına konuştu.
- She spoke up for him.
Tom adına çok mutluyum.
- I'm very happy for Tom.