Bütün dehasına rağmen, o her zaman olduğu kadar bilinmiyor.
- For all his genius, he is as unknown as ever.
Bütün servetine rağmen o mutlu değildir.
- For all his riches he is not happy.
Kanun herkes için aynıdır.
- The law is equal for all.
Onun hikayesi düzmece görünebilir fakat her şeye rağmen gerçektir.
- His story may sound false, but it is true for all that.
Bugün herkes eğitimi herkes için bir hak olarak görüyor.
- Today everyone regards education as a right for all.
O, herkes için eşitliğin lehindeydi.
- He was in favor of equality for all.
Tom bütün bilgimize göre ölü olabilir.
- Tom might be dead for all we know.
Hepiniz için önemli bir görevim var.
- I have an important mission for all of you.
Bütün servetine karşın, o çok mutlu değildir.
- For all his wealth, he is not very happy.
Sözde psişik güçlerine karşın kendi ölümünü tahmin edemedi.
- For all his supposed psychic powers, he could not predict his own death.
Ona bir kez söyledim ve her şeye rağmen onunla alışverişe gitmedim.
- I told her once and for all that I would not go shopping with her.
Onun hikayesi düzmece görünebilir fakat her şeye rağmen gerçektir.
- His story may sound false, but it is true for all that.
For all his protests, he was forced to have a bath.
For all x in A, x^2 is even.
... tell us. He now says he's going to replace "Obamacare" and assure that all the good things ...
... interviews, because that's all people would talk about. ...