O, kocasını ebediyen sevecek.
- She'll love her husband forever.
Seni ebediyen seveceğim.
- I'll love you forever.
İnsanlar sonsuza kadar yaşayamazlar.
- People can't live forever.
Tavşanın çabalarından etkilenen Buddha onu aya kadar yükseltti ve onu sonsuza kadar bu şekilde bıraktı.
- Buddha, impressed by the rabbit's efforts, raised him unto the moon and set him in that form forever more.
İyi bir kitap arkadaşların en iyisidir, bugün ve daima aynı.
- A good book is the best of friends, the same today and forever.
Onu daima tanıyorum gibi hissediyorum.
- I feel like I've known him forever.
Hep bugünün gelmesini bekledim.
- I've waited forever for this day to come.
O, sonsuza dek Afrika'yı terk etti.
- He left Africa forever.
O sır sonsuza dek saklanamaz.
- That secret can't be kept forever.
We had to wait forever to get inside.