Tom bir an için sessiz oturamaz.
- Tom can't sit still for a moment.
Ben bir an için sizi rahatsız edebilir miyim?
- May I bother you for a moment?
Ben bir an için sizi rahatsız edebilir miyim?
- May I bother you for a moment?
Sanki onun ona söylemediği bir şey olup olmadığını merak ederek Tom bir an Mary'ye baktı.
- Tom stared at Mary for a moment wondering if there was something she wasn't telling him.
Burada şimdilik güvendeyiz.
- We're safe here for the moment.
Şimdilik büyük tayfun olmayacak.
- There will be no big typhoon for the moment.
... And going back to the proudest moment-- ...
... MR. LEHRER: Let's let him answer the taxes thing for a moment, OK? ...