Tom'u izlemek zorunda değiliz.
- We don't have to follow Tom.
Onları izlemek zorunda değilim
- I don't have to follow them.
Bizi izleyen birini görmedim.
- I didn't see anybody following us.
O, arkasında izleyen köpeği ile yürüyüşe çıktı.
- He went out for a walk, with his dog following behind.
Trafik kurallarını takip etmek önemlidir.
- Following traffic rules is important.
Tom'u takip etmek zorundayız.
- We have to follow Tom.
Beni takip eden biri olduğundan şüphe ediyorum.
- I doubt there's anyone following me.
Beni takip eden birinin olup olmadığını görmek için geriye baktım.
- I looked back to see if anyone was following me.
Köpeği her yerde onu gittiği yerden takip eder.
- His dog follows him wherever he goes.
Anne Alice'in onu takip etmesini belirtti.
- The mother signed to Alice to follow her.
O, benim onu izlemem gerektiğinin işaretini verdi.
- He signaled that I should follow him.
Biz onun dersini izlemeliyiz.
- We should follow his example.
Aşağıdaki cümleleri Japoncaya çevir.
- Translate the following sentences into Japanese.
Aşağıdaki malzemelere ihtiyacım var.
- I need the following items.
O, ertesi gün eve gideceğini söyledi.
- He said that he was going home the following day.
Tom ertesi Cuma Mary'yi görmek için gitti.
- Tom went to see Mary the following Friday.
Tom birinin kendisini izleyip izlemediğini görmek için omzunun üzerinden baktı.
- Tom looked over to his shoulder to see if anyone was following him.
Beni kimsenin izlemediğini sağlama bağladım.
- I made sure no one was following me.
Ben hukuku izleyeceğim.
- I will follow the law.
Biz onun dersini izlemeliyiz.
- We should follow his example.
Yapacağın tek şey onun tavsiyesini dinlemek.
- All that you have to do is to follow his advice.
O emirleri dinlemekten başka seçeneğim yok.
- I have no choice but to follow those orders.
Şiddetli bir donmanın ardından kangrenle enfekte olduktan sonra Tom'un ayağı kesilmek zorunda kaldı.
- Tom's foot had to be amputated after it had become infected with gangrene following a severe frostbite.
Yoğun yağış ardından büyük bir sel vardı.
- Following the heavy rainfall, there was a big flood.
Bu kitabın tavsiyelerini izleyerek, kendimi fakirlikten kurtarabilirdim.
- By following this book's advice, I was able to pull myself out of poverty.
Demografik verileri izleyerek, hükümet doğum oranını teşvik edecek bir politika benimsemek zorunda kalmıştı.
- Following the demographic data, the government was obliged to adopt a policy that would stimulate birth rate.
Onlara uymak zorunda değiliz.
- We don't have to follow them.
Her zaman kurallara uymak zorundayız.
- We always have to follow the rules.
Aşağıdaki soruları İngilizce olarak yanıtlayın.
- Answer the following questions in English.
Aşağıdaki cümleleri Japoncaya çevir.
- Translate the following sentences into Japanese.
Tom birinin kendisini izleyip izlemediğini görmek için omzunun üzerinden baktı.
- Tom looked over to his shoulder to see if anyone was following him.
Demografik verileri izleyerek, hükümet doğum oranını teşvik edecek bir politika benimsemek zorunda kalmıştı.
- Following the demographic data, the government was obliged to adopt a policy that would stimulate birth rate.
Sorular sormayın. Sadece emirlere uyun.
- Don't ask questions. Just follow orders.
İlaç içerken şişe üzerindeki talimatlara dikkatlice uyun.
- When taking drugs, follow the directions on the bottle carefully.
Buradan canlı çıkmak istiyorsan, beni izle.
- If you want to get out of here alive, follow me.
The opera singer expanded his audience by singing songs from the shows.
Follow these instructions to the letter.
Follow that car!.
Following the meeting, we all had a chat.
He had a loyal following.
See the following section.
The following wind sped us on our way.
... on ' on the day following the assassination of the United States ambassador, the first ...
... by following the men in training coast ...