Trenle seyahat etmeyi uçmaya tercih ederim.
- I prefer traveling by train to flying.
Karanlıkta araba sürmek uçmak gibidir.
- Driving in the dark feels like flying!
Elektrik prizinden uçuşan kıvılcımlar var.
- There are sparks flying out of the electric socket.
Lindbergh'in şansı ve uçuş bilgisi olmasaydı, Atlantiği geçmeyi asla başaramazdı.
- If it hadn't been for Lindbergh's luck and his knowledge of flying, he could never have succeeded in crossing the Atlantic.
Bir ağacın üzerinde uçan bir kuş gördüm.
- I saw a bird flying over a tree.
Dün gece uçan bir UFO gördü.
- He saw a UFO flying last night.
Yarın Los Angeles'a uçuyoruz.
- We are flying to Los Angeles tomorrow.
Lindbergh'in şansı ve uçuş bilgisi olmasaydı, Atlantiği geçmeyi asla başaramazdı.
- If it hadn't been for Lindbergh's luck and his knowledge of flying, he could never have succeeded in crossing the Atlantic.
flying visit.
flying fox.