Tom biraz kızıştırılmış gibi görünüyor.
- Tom seems to be slightly flustered.
Tom kızıştırılmış görünüyordu.
- Tom seemed to be flustered.
Tom telaşlı görünüyordu.
- Tom seemed flustered.
Sevdiği genç onunla konuşmak için geldiğinde, o telaşlandı.
- She got all flustered when the boy she likes came over to talk to her.
There is nothing more flustering than to wrestle with an unfamiliar piece of equipment in the presence of a class!.