Akan su durgunlaşmaz.
- Flowing water does not stagnate.
Ürdün Nehri Ölü Deniz'e akan tek nehirdir.
- The Jordan River is the only river flowing into the Dead Sea.
Bir nakit akışı sorunumuz var.
- We've got a cash flow problem.
Vanayı çevirerek su akışını kontrol etmeye çalış.
- Try to check the flow of water by turning the valve.
Bir dere göle akmaktadır.
- A stream flows into the lake.
Nehir iki ülke arasındaki akmaktadır.
- The river flows between the two countries.
Hayatta bir şey elde etmek istiyorsanız, akıntıya karşı yüzmelisiniz.
- If you want to get something in life, you should go against the flow.
Bu nehir yüzmek için çok akıntılı.
- This river flows too fast to swim in.
Çıkıştaki akış hızı, çıkış kapakçığının etrafındaki basınç farkıyla orantılıdır.
- The exit flowrate is proportional to the pressure difference around the exit valve.
Bu nehir yüzmek için çok akıntılı.
- This river flows too fast to swim in.
Çiçeklerle fazla ilgilenmem.
- I don't care for flowers very much.
Çiçekler hakkında daha fazla öğrenmek istiyordu.
- He wanted to know more about the flowers.
Nehir göle akmaktadır.
- The river flows into the lake.
Bir dere göle akmaktadır.
- A stream flows into the lake.
Hayatta bir şey elde etmek istiyorsanız, akıntıya karşı yüzmelisiniz.
- If you want to get something in life, you should go against the flow.
Bu nehir yüzmek için çok akıntılı.
- This river flows too fast to swim in.
O, büyük bir demet çiçek taşıyarak geldi.
- He came bearing a large bunch of flowers.
Geçmiş ve gelecek yok; her şey sonsuz bir şimdikilikte akıyor.
- There is not past, no future; everything flows in an eternal present.
Çiçekler o kadar narin ve güzeldir ki şiirler ve metaforlar olmadan onlar hakkında konuşamazsın.
- Flowers are so fragile and so beautiful, that you can't speak about them without poetry or metaphors.
the flowing of the river.
flowing prose.
Turn on the valve and make sure you have sufficient flow.
The writing is grammatically correct, but it just doesn't flow.
A free-flowing essay.