Peki, işte flört etmeye ne dersin?
- So, what about flirting at work?
Seninle flört etmiyorum!
- I'm not flirting with you!
Tom Mary ile flört ediyor gibi görünüyor.
- It looks like Tom is flirting with Mary.
Tom bütün gece Mary ile flört ediyordu.
- Tom has been flirting with Mary all night.
Kız kardeşimle flört etmeyi bırak.
- Stop flirting with my sister.
Benimle flört etmeyi kes.
- Stop flirting with me.
Kızlar benimle flört etmek isterse elimde değil.
- I can't help it if girls want to flirt with me.
Tanıştığı her kadınla flört eder.
- He flirts with every woman he meets.
Tom ve Mary her zaman birbirleriyle flört ediyorlar.
- Tom and Mary are always flirting with each other.
Fransızların flört etmede iyi oldukları doğru mu?
- Is it true that the French are masters at flirting?
Tom Mary'nin onunla flört ettiğini fark etmedi.
- Tom didn't notice that Mary was flirting with him.