I saw flashes of lightning in the distance. - Uzaktan yıldırım flaşları gördüm.
I saw flashes of lightning in the distance.
Uzaktan yıldırım flaşları gördüm.
The flash wasn't working, so he couldn't take a picture in the dark. - Flaş çalışmıyordu, bu yüzden o karanlıkta resim çekemedi.
The flash wasn't working, so he couldn't take a picture in the dark.
Flaş çalışmıyordu, bu yüzden o karanlıkta resim çekemedi.