fixed; stable; certain

listen to the pronunciation of fixed; stable; certain
İngilizce - Türkçe

fixed; stable; certain teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

resident
{i} sakin

Edo sakinleri için yılın ilk palamudu borç para almak anlamına gelse bile alınması gereken bir şeydi. - For the residents of Edo, the first bonito of the year was something that had to be bought, even if it meant borrowing money.

Yerel sakinler şok içinde. - Local residents are in a state of shock.

resident
{i} yerleşmiş olan kimse
resident
{i} ikamet eden kimse
resident
{s} yerleşmiş
resident
kalıcı
resident
yurtiçinde yerleşik
resident
şantiye
resident
{i} oturan

Köyün binden daha fazla oturanı vardı. - The village had more than a thousand residents.

Oturanlar başkalarının işleri hakkında meraklılardı. - The residents were curious about other people's business.

resident
(isim) oturan, oturan kimse, ikamet eden kimse, sakin, yerli, yerleşmiş olan kimse, stajyer doktor, genel vali (sömürge)
resident
{s} göç etmeyen
resident
(Avrupa Birliği) mukim, ikamet eden
resident
{s} aslında bulunan
resident
(sıfat) oturan, yerlisi, yerleşmiş, göç etmeyen
resident
{i} stajyer doktor
resident
{i} sakin, bir yerde oturan kimse
resident
{i} yerli
resident
{i} oturan kimse
resident
bir sömürgede veya himaye altında bulunan bir memlekette hami devlet mümessili
İngilizce - İngilizce
resident
fixed; stable; certain