Tom şafaktan alacakaranlığa kadar çalıştı.
- Tom worked from dawn to dusk.
Şafaktan önce hava her zaman en karanlıktır.
- It's always darkest before the dawn.
Küçük kız gün ağarırken uyandı.
- The little girl woke at dawn.
Onun o sözlerle kastettiği şey sonunda kafama dank etti.
- What he meant by those words finally dawned on me.
Anlam sonunda kafama dank etti.
- The meaning dawned upon me at last.