Tom crushed the sheet of paper up into a ball and threw it across the room.
- Tom kağıdı bir top gibi kırıştırdı ve odanın içinde fırlattı.
I threw down the newspaper.
- Gazeteyi yere fırlattım.
The rockets were fired from a launching pad.
- Roketler bir fırlatma rampasından ateşlendi.
The launching of artificial earth satellites is commonly looked upon as an exploration of space.
- Yapay dünya uydularının fırlatılmasına yaygın olarak uzayın bir keşfi gözüyle bakılmaktadır.
Tom pitched six innings.
- Tom altı vuruş sırası fırlattı.
The boy passed the time by flinging stones into the lake.
- Çocuk göle taşlar fırlatarak zaman geçirdi
The boy passed the time by flinging stones into the lake.
- Çocuk göle taşlar fırlatarak zaman geçirdi
The artificial satellite was launched into the orbit.
- Yapay uydu yörüngesine fırlatıldı.
Sputnik was launched on October 4, 1957.
- Sputnik 4 Ekim 1957'de fırlatıldı.
The boomerang hurtled whistling through the air.
- Bumerang havada ıslık çalarak fırlatıldı.
A moon rocket will be launched tonight.
- Bu gece bir Ay roketi fırlatılmış olacak.
They launched a rocket.
- Onlar bir roket fırlattı.
He dashed out of the store.
- O, dükkândan dışarı fırladı.
Tom dashed out of the room.
- Tom aceleyle odadan dışarı fırladı.
The boomerang hurtled whistling through the air.
- Bumerang havada ıslık çalarak fırlatıldı.