Apple güzel donanım tasarlamak için çok çabaladı.
- Apple tried a lot to design beautiful hardware.
Sami yerel donanım mağazasını işletiyordu.
- Sami ran the local hardware store.
Hırdavatçı dükkanı parkın yanındadır.
- The hardware store is near the park.
Tom biraz çivi almak için hırdavatçı dükkanına gitti.
- Tom went to the hardware store to buy some nails.
ABD'de ateşli silah satışı üzerine birkaç yasal sınırlama vardır.
- There are few legal constraints on the sale of firearms in the U.S.
Dan bir ateşli silah uzmanıdır.
- Dan is a firearms expert.
ABD'de ateşli silah satışı üzerine birkaç yasal sınırlama vardır.
- There are few legal constraints on the sale of firearms in the U.S.
Dan bir ateşli silah uzmanıdır.
- Dan is a firearms expert.
Hükümet ateşli silah ihracatını yeniden ele almaktadır.
- The government has been reconsidering its firearms exportation.
Bir ateşli silahım yok.
- I don't have a firearm.
Onlar onu bir hırdavat dükkanında sattı.
- They sell that at a hardware store.
Hırdavat dükkanı hâlâ eskiden olduğu yerde.
- The hardware store is still where it used to be.
Tom bir çekiç daha ve bir miktar çivi almak için nalbura gitti.
- Tom went to the hardware store to buy another hammer and some nails.