Bu fabrika parçalardan bitmiş ürünlere kadar ölçünlenmiş entegre üretim sistemi kullanmaktadır.
- This factory uses an integrated manufacturing system standardized from parts on through to finished products.
İş henüz bitmiş değil.
- The work is not finished yet.
Çalışmanın Tom'a ait bölümü tamamlanmış değil.
- Tom's part of the work isn't finished.
İşimi bitirdikten sonra bürodan ayrıldım.
- Having finished my work, I left the office.
İyi bir sonuç için iki tabaka boya uygula.
- Apply two coats of the paint for a good finish.
Tom bitiş çizgisini geçen son kişiydi.
- Tom was the last one to cross the finish line.
Bob bitiş çizgisine ilk önce ulaştı.
- Bob reached the finish line first.
Belgeleri tamamladın mı?
- Have you finished the papers?
Onlar seksen millik yolculuğu tamamladılar.
- They finished eighty miles' journey.
Dergi ile işin bitti mi?
- Are you finished with that magazine?
O iş hemen hemen bitti.
- That job is pretty much finished.
Onlar seksen millik yolculuğu tamamladılar.
- They finished eighty miles' journey.
Belgeleri tamamladın mı?
- Have you finished the papers?
İyi bir sonuç için iki tabaka boya uygula.
- Apply two coats of the paint for a good finish.
O, ne pahasına olursa olsun işi bitirmeye kararlıydı.
- He was determined to finish the work at any cost.
Bu işi bitirir bitirmez seninle birlikte olacağım.
- I'll be with you as soon as I finish this job.
Araştırma tamamlandı mı?
- The research is finished?
İşim zaten 15 Ocak'ta tamamlandı.
- My work was already finished on January 15th.
İşin dörtte üçü bitirildi.
- Three-quarters of the work was finished.
Ev ödevi bitirildikten sonra, Tom yatmaya gitti.
- His homework having been finished, Tom went to bed.
Biz yarına kadar parti hazırlıklarını bitirmek zorundayız.
- We have to finish preparations for the party by tomorrow.
Bu kitabı okumayı bir haftada bitirmek gerçekten zor.
- This book is really difficult to finish reading in a week.
Bu işi bitirir bitirmez seninle birlikte olacağım.
- I'll be with you as soon as I finish this job.
Bir ayda işi tamamen bitirmek imkansız.
- It is utterly impossible to finish the work within a month.
Resim onun tarafından zaten bitirilmişti.
- The picture has already been finished by him.
Onlar seksen millik yolculuğu tamamladılar.
- They finished eighty miles' journey.
Ben yemeği tamamen bitirmedim.
- I haven't quite finished eating.
Burada işimiz neredeyse bitmek üzere.
- We're just about finished here.
Raporla işim bitmek üzere.
- I'm just about finished with the report.
Ağabeyim çok hızlı bir şekilde ev ödevini bitirdi.
- My elder brother finished his homework very quickly.
Raporu yazmayı bitirdim.
- I finished writing the report.
Birkaç son rötuş eklerim.
- I add a few finishing touches.
Son rötuşları ekleyeceğim.
- I'll add the finishing touches.
Az önce zemini cilalamayı bitirdim.
- I've just finished waxing the floor.
Fadıl oradaki bütün işi tamamlamak için şantiyeye geri döndü.
- Fadil has returned to the construction site to finish all the job there.
Bu görevi Cuma gününden önce tamamlamak için çok çalışmalıyız.
- We must work hard to finish this task before Friday.
Tom eğitimini tamamlamadı.
- Tom hasn't finished his training.
Bunu tamamlamak çok zamanımı alacak.
- It'll take a long time for me to finish this.
Due to BSE, cows in the United Kingdom must be finished and slaughtered before 30 months of age.
Please finish your homework!.
The song has finished.
He finished the cabinet with two more layers of polyurethane.
... Still two people are not finished. ...
... in my legislature ' only two voted against the plan by the time we were finished. ...