Bu fabrika parçalardan bitmiş ürünlere kadar ölçünlenmiş entegre üretim sistemi kullanmaktadır.
- This factory uses an integrated manufacturing system standardized from parts on through to finished products.
İşini yarım bitmiş bırakma.
- Don't leave your work half finished.
Çalışmanın Tom'a ait bölümü tamamlanmış değil.
- Tom's part of the work isn't finished.
Ben yemeği tamamen bitirmedim.
- I haven't quite finished eating.
Tom dondurucudaki dondurmayı tamamen bitirdi.
- Tom finished off the ice cream that was in the freezer.
Araştırma tamamlandı mı?
- The research is finished?
İşim zaten 15 Ocak'ta tamamlandı.
- My work was already finished on January 15th.
Ev ödevi bitirildikten sonra, Tom yatmaya gitti.
- His homework having been finished, Tom went to bed.
İşin dörtte üçü bitirildi.
- Three-quarters of the work was finished.
Resim onun tarafından zaten bitirilmişti.
- The picture has already been finished by him.
Tom dondurucudaki dondurmayı tamamen bitirdi.
- Tom finished eating all the ice cream that was in the freezer.
Ben yemeği tamamen bitirmedim.
- I haven't quite finished eating.
İşimi bitirdikten sonra bürodan ayrıldım.
- Having finished my work, I left the office.
Raporu yazmayı bitirdim.
- I've finished typing the report.
Yolculuk için hazırlıklarını tamamladın mı?
- Have you finished your preparations for the trip?
Neredeyse hazır mısın?
- Are you almost finished?
Eğer onula işin bittiyse, gazeteyi okumama izin ver.
- Let me read the newspaper if you've finished with it.
Resim neredeyse bitti.
- The painting is all but finished.
İşimi bitirdikten sonra bürodan ayrıldım.
- Having finished my work, I left the office.
İyi bir sonuç için iki tabaka boya uygula.
- Apply two coats of the paint for a good finish.
Tom bitiş çizgisini geçerken sıcak ve yorgun görünüyordu.
- Tom looked hot and tired as he crossed the finish line.
Orada Akai onlara katılır ve bu bitiş çizgisinin önünde herkese açık bir yarışma olur.
- There Akai joins them and it becomes a free-for-all in front of the finish line.
Bir ayda işi tamamen bitirmek imkansız.
- It is utterly impossible to finish the work within a month.
Onlar seksen millik yolculuğu tamamladılar.
- They finished eighty miles' journey.
İyi bir sonuç için iki tabaka boya uygula.
- Apply two coats of the paint for a good finish.
O, ne pahasına olursa olsun işi bitirmeye kararlıydı.
- He was determined to finish the work at any cost.
Bu kitabı okumayı bir haftada bitirmek gerçekten zor.
- This book is really difficult to finish reading in a week.
Bu kitabı okumayı bir haftada bitirmek gerçekten zor.
- This book is really difficult to finish reading in a week.
Tom evi bitirmek için ne kadar çok paraya ihtiyacı olacağını hesaplıyor.
- Tom is estimating how much money he'll need to finish the house.
Ann raporunu yazmayı az önce bitirdi.
- Ann has just finished writing her report.
Bir ayda işi tamamen bitirmek imkansız.
- It is utterly impossible to finish the work within a month.
Burada işimiz neredeyse bitmek üzere.
- We're just about finished here.
Raporla işim bitmek üzere.
- I'm just about finished with the report.
O planın hâlâ bazı son rötuşlara ihtiyacı vardı.
- That plan still needed some finishing touches.
Ben şimdi son rötuşları yapıyorum.
- I'm adding the finishing touches now.
Az önce zemini cilalamayı bitirdim.
- I've just finished waxing the floor.
Bunu tamamlamak çok zamanımı alacak.
- It'll take a long time for me to finish this.
Fadıl oradaki bütün işi tamamlamak için şantiyeye geri döndü.
- Fadil has returned to the construction site to finish all the job there.
O, işlerini hiç vaktinde tamamlamadı.
- He finished his chores in no time.
Bunu tamamlamak çok zamanımı alacak.
- It'll take a long time for me to finish this.
He finished the cabinet with two more layers of polyurethane.
Due to BSE, cows in the United Kingdom must be finished and slaughtered before 30 months of age.
Please finish your homework!.
The song has finished.
... out you just saw the mapping stuff we finished with. ...
... Still two people are not finished. ...