Tom'un parmak izi onun orada olduğuna dair delildi.
- Tom's fingerprint was evidence that he was there.
Polis tetikte Tom'un parmak izini buldu.
- The police found Tom's fingerprint on the trigger.
Silahta kalan parmak izleri şüphelininki ile uyuşuyor.
- The fingerprints left on the weapon match the suspect's.
Tom cinayet silahında parmak izlerini bırakmaktan kaçınmak için eldivenler giydi.
- Tom wore gloves to avoid leaving his fingerprints on the murder weapon.
The jail staff fingerprints its 'guests' routinely.