Projenin finansman maliyeti çok yüksekti.
- The cost of financing of the project was very high.
Finansman düzenlenene kadar projeyi arka planda tutmak zorunda kaldılar.
- They had to put that project on the backburner until financing was arranged.
Savaşı finanse etmek için tahvil ihraç edilmektedir.
- In order to finance the war, bonds are issued.
O evini finanse etmek için bankadan ödünç para aldı.
- He borrowed money from the bank to finance his home.
Onların kampanyaları hükümet tarafından finanse ediliyor.
- Their campaigns are financed by the government.
Tom finans alanında bir uzman olduğunu iddia etti.
- Tom claimed to be an expert in finance.
Tom'un bir maliye diploması vardır.
- Tom has a degree in finance.
Yetenekli maliye bakanının yaratıcılığı batmış ulusunun kurtulması için yardımcı oldu.
- The talented finance minister's ingenuity has helped his bankrupt nation to get out of the red.
Hükümet eğitimi daha bol miktarda finanse etmeli.
- The government should finance education more abundantly.
O evini finanse etmek için bankadan ödünç para aldı.
- He borrowed money from the bank to finance his home.
Sami mali durumunda bir sorun tespit etti.
- Sami spotted a problem with his finances.
Tom'un pahalı zevkleri ailenin mali durumuna bir yük oluyordu.
- Tom's expensive tastes put a strain on the family's finances.
He financed his home purchase through a local credit union.