Benim gidişimi engelleyecek hiçbir şey yok.
- There is nothing to prevent my going.
Şiddetli yağmur gidişimi engelledi.
- A heavy rain prevented me from going.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
- Before going to work in Paris, I must brush up on my French.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
- Before going to study in Paris, I must brush up on my French.
Öğrenim yapmak için yurtdışına giden öğrenci sayısı her yıl artmaktadır.
- The number of students going abroad to study is increasing each year.
Okula giden öğrenciler var.
- There are students going to school.
Böyle gidişatı onaylamıyorum.
- I don't approve of such goings-on.
Not only weren't the streets paved with gold, but the going was difficult for an immigrant.