Dün gece berbat bir rüya gördüm.
- I had a horrible dream last night.
Bu yılki performansları çok berbattı.
- Their performance that year was horrible.
Sen gerçekten nefret dolusun!
- You're really hateful!
Saygısız, saldırgan ve nefret dolu cümleler yazmaktan kaçınmamız gerekir.
- We should avoid writing sentences that are disrespectful, offensive or hateful.
Bu ilacın tadı çok kötü.
- This medicine tastes horrible.
Pazar gününden nefret ediyorum! Çok kötü bir gün!
- I hate Sunday! It's a horrible day!
Tom'un Mary hakkında böylesine iğrenç şeyler söylediğine inanamıyorum.
- I can't believe that Tom said such hateful things about Mary.
Saygısız, saldırgan ve nefret dolu cümleler yazmaktan kaçınmamız gerekir.
- We should avoid writing sentences that are disrespectful, offensive or hateful.
Sen gerçekten nefret dolusun!
- You're really hateful!
Some people are nice, and some are mean.
- Manche Leute sind nett, und manche sind fies.
He doesn't mean to be mean. It's just his nature.
- Er hatte nicht vor, fies zu sein. Es war halt seine Natur.