fervid

listen to the pronunciation of fervid
İngilizce - Türkçe
ateşli
hararetli
hiddetli
çok sıcak
çok şevkli
aşırı gayretli
gayretle
sıcak/şevkli
fervidly şevkle
intense
{s} yoğun

Tom çok yoğun bir kişi. - Tom is a very intense person.

Fırtınanın durması söyle dursun, çok daha fazla yoğunlaştı. - Far from stopping, the storm became much more intense.

fervidness
sıcaklık
intense
{s} kuvvetli
intense
{s} dikkatli
intense
{s} aşırı
intense
{s} şiddetli

Bu örümceğin ısırması şiddetli ağrıya sebep olur. - The bite of this spider causes intense pain.

Bu şiddetli ısı sizi rahatsız ediyor gibi görünmüyor. - This intense heat doesn't seem to bother you.

intense
kuvvetle
intense
{s} ciddi olan (kimse)
intense
intensely şiddetle
intense
azışık
intense
yüksek derecede vukubulan
intense
güçlü
intense
heyecanlı
intense
ateşli
fervidly
şevkle
intense
ateşli/şiddetli
intense
{s} şiddetli, kuvvetli, keskin, hararetli
intense
(sıfat) şiddetli, aşırı, son derece, kuvvetli, koyu, yoğun, dikkatli, etkileyici, çarpıcı, istekli
intense
intenseness şiddet
intense
kuvvetlilik
İngilizce - İngilizce
Intensely hot, emotional, or zealous
Very or extremely hot
Very passionate
intense
{a} hot, vehement, eager, zealous, boiling
intensely emotional or zealous
{s} fiery, burning, very hot; intense, fervent, passionate
very hot
believing or feeling something too strongly
Very hot; burning; boiling
extremely hot; "the fervent heat merely communicated a genial warmth to their half-torpid systems"- Nathaniel Hawthorne; "set out when the fervid heat subsides"- Frances Trollope
Ardent; vehement; zealous
characterized by intense emotion; "ardent love"; "an ardent lover"; "a burning enthusiasm"; "a fervent desire to change society"; "a fervent admirer"; "fiery oratory"; "an impassioned appeal"; "a torrid love affair"
fervidness
{n} heat, passion, spirit, zeal
fervidly
hotly, in a fiery manner, intensely, passionately
fervidly
In a fervid manner
fervidness
{i} intensity, zeal, enthusiasm; great heat, burning
fervid