Göçmenler vadideki toprağın verimli olduğunu öğrendiler.
- The settlers learned that the land in the valley was fertile.
Tarım, bölgenin en verimli alanlarında gelişmiştir.
- Agriculture is developed in the most fertile lands of the region.
Tom'un bereketli bir hayal gücü var.
- Tom has a fertile imagination.
Şimdi bereketli bir ovanın olduğu yerde çölden başka bir şey yok.
- Now there is nothing but desert, where there used to be a fertile plain.
Leyla çok doğurgandı.
- Layla was very fertile.
Onun yaratıcı bir hayal gücü var.
- He has a fertile imagination.
Senin yaratıcı bir hayal gücün var.
- You have a fertile imagination.
Şimdi bereketli bir ovanın olduğu yerde çölden başka bir şey yok.
- Now there is nothing but desert, where there used to be a fertile plain.
Tom'un bereketli bir hayal gücü var.
- Tom has a fertile imagination.
... The old Fertile Crescent grains like wheat ...
... Unlike the Fertile Crescent and the rest ofAfro-Eurasia, ...