fena halde

listen to the pronunciation of fena halde
Türkçe - İngilizce
badly

Tom was badly injured in a traffic accident. - Tom bir trafik kazasında fena halde yaralandı.

She wants a new dress badly. - O, fena halde yeni bir elbise istiyor.

grossly

Mary was bullied at school because her mother was grossly overweight. - Annesi fena halde kilolu olduğu için Mary okulda zorbalık yaşadı.

This is grossly unfair. - Bu fena halde adil değil.

sorely
unpleasantly
badly; a lot
in the worst way, extremely, excessively, badly
sore
hard
horribly

Tom's plan went horribly wrong. - Tom'un planı fena halde yanlış gitti.

a lot
worst
fena halde benzetmek
to beat sb to a pulp
fena halde üşütmek
catch one's death
Türkçe - Türkçe
Aşırı ölçüde, son derece, pek çok, adamakıllı
fena halde