O, sınıf arkadaşı ile evlendi.
- She married her classmate.
İstasyona giderken eski bir sınıf arkadaşıma rastladım.
- I ran into an old classmate of mine on my way to the station.
Çok sayıda misafir vardı-onlardan çoğu bizim öğretmenin sınıf arkadaşları ve arkadaşlarıydı.
- There were many guests - most of them were our teacher's classmates and friends.
Üniversiteye ilk girdiğimde beni en çok şaşırtan şey sınıf arkadaşlarımdan çok azının verimli çalışmayı nasıl bildikleriydi.
- What surprised me most when I first entered college was how few of my classmates knew how to study efficiently.