Onun yanında, ben bizim sınıfta en hızlı koşucuyum.
- Next to him, I'm the fastest runner in our class.
Mike, kendi sınıfında en hızlı koşar.
- Mike runs fastest in his class.
Kötü haber çabuk yayılır.
- Bad news travels fast.
Tom yeni başladı fakat çabuk anlıyor.
- Tom's a beginner, but he catches on fast.
Lütfen çok hızlı konuşma.
- Do not speak so fast, please.
Senin kadar hızlı koşamam.
- I can't run as fast as you.
İslam'ın beş şartı; şehadet etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek ve hacca gitmektir.
- The five pillars of Islam are belief, worship, fasting, almsgiving, and pilgrimage.
Tom sadece su içerek üç gün oruç tuttu.
- Tom fasted for three days, only drinking water.
En son ne zaman oruç tuttun?
- When was the last time you fasted?
Tom yatağına yığıldı ve kısa sürede hızlıca uyudu.
- Tom flopped onto his bed and was soon fast asleep.
Dünya hızla değişiyor.
- The world is changing fast.
Lüks ürün pazarı hızla büyüyor.
- The market for luxury goods is growing fast.
Fadil bir fast-food restoran açtı.
- Fadil opened a fast-food restaurant.
Gerçekleri en çok açığa çıkaran, en çabuk ölür.
- He who uncovers the most dies the fastest.
Ken senden daha hızlı koşar.
- Ken runs faster than you.
Bir köpek bir insanın koşabildiğinden daha hızlı koşabilir.
- A dog can run faster than a man can.
Emniyet kemerleriniz bağlı şekilde koltuklarınızda kalın.
- Remain in your seats with your seat belts fastened.
Bu ağaca sıkı dayanın.
- Hold fast to this tree.
Tüm gevşek düğümleri kontrol edin ve onları sıkı bağlayın.
- Check all the loose knots and fasten them tight.
Tom'un uyumada problemi olduğunda, o kakımları saymaya başlar.O, onu çabucak sakin bir hale getirir. Ve o kakımları elliye kadar sayabilmeden önce derin uykuya dalar.
- When Tom has trouble sleeping, he starts counting stoats. That quickly brings him into a peaceful mood, and he is fast asleep before he could count the stoats to fifty.
Onun yanında, ben bizim sınıfta en hızlı koşucuyum.
- Next to him, I'm the fastest runner in our class.
The horsemen came fast on our heels.
It is at the core of the Vision Quest, the solitary period of fasting and closeness to the earth to discover one's life path and purpose.
All the washing has come out pink. That red tee-shirt was not fast.
Do it as fast as you can.
He is fast asleep.
She's fast – she slept with him on their first date.
Hold this rope as fast as you can.
I am going to buy a fast car.
There must be something wrong with the hall clock. It is always fast.
That rope is dangerously loose. Make it fast!.
... fastest-rising searches. ...
... been one of the fastest-rising songs we've had on the record. So it kind of taught me ...