Öğrettiğimden çok daha fazla şey öğrendim.
- I learned far more than I taught.
Tom daha önce Mary'yi John'la birlikte birden fazla ortamda görmüştü ve sonunda onların birbirlerini gördüklerini anladı.
- Tom had seen Mary with John on more than one occasion before and finally figured out that they were seeing each other.
Birden fazla sorunumuz var gibi görünüyor.
- It seems we have more than one problem.