Tatoeba'nın bir hayranıyım.
- I'm a fan of Tatoeba.
Getter Jaani'nin büyük bir hayranıyım.
- I'm a big fan of Getter Jaani.
Taraftarlar, onun topu ağlara göndermesini izledi.
- The fans watched him kick the ball into the goal.
Onlar benim büyük taraftarlarım değil.
- They're not big fans of mine.
Tom vantilatörü çalıştırdı.
- Tom turned on the fan.
Vantilatör pervanelerinin üzerinde bir ton toz var.
- There's a ton of dust on top of the fan blades.
Vantilatör pervanelerinin üzerinde bir ton toz var.
- There's a ton of dust on top of the fan blades.
Sırası gelmişken, bu odada klimaya benzer bir şey yok. Onun sahip olduğu tek şey elle tutulan kağıt yelpaze.
- Incidentally, this room doesn't have anything like an air conditioner. All it has is a hand-held paper fan.
Bir dergiyle kendimi yelpazelendiriyorum.
- I am fanning myself with a magazine.
Rüzgar alevleri körükledi.
- The wind fanned the flames.
Rüzgarla körüklendiği için, alevler her yöne yayıldı.
- Fanned by the strong wind, the flames spread in all directions.
Yabanmersini krebin büyük bir hayranı değilim.
- I'm not a big fan of blueberry pancakes.
Ben büyük bir golf tutkunuyum.
- I'm a huge fan of golf.
O bir balık tutma tutkunuydu.
- He was a fan of fishing.
A collection of asian fans.
Alice took up the fan and gloves, and, as the hall was very hot, she kept fanning herself all the time she went on talking.
I am a big fan of libraries.
fan-belt failure.
You're in big trouble when the shit hits the fan.
... I'm a huge fan of track and field. ...
... >>Lady Gaga: So my -- the fan experience now, digitally, is ...