familiar intercourse; intimate fellowship or association; close acquaintance

listen to the pronunciation of familiar intercourse; intimate fellowship or association; close acquaintance
İngilizce - Türkçe

familiar intercourse; intimate fellowship or association; close acquaintance teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

conversation
konuşma

Konuşmamız süresince o,gençliğinden bahsetti. - In the course of our conversation, he referred to his youth.

Zaman zaman daha akademik biriyle detaylı bir konuşma yapmak istiyorum. - I like to have a deep conversation with a more academic person from time to time.

conversation
sohbet

Ben o sohbeti hatırlamıyorum. - I don't remember that conversation.

Onunla uzun bir sohbet ettim. - I had a long conversation with her.

conversation
muhabbet

Komşumla ilginç bir muhabbet ettim. - I had an interesting conversation with my neighbor.

conversation
{i} söyleşi
conversation
{i} cinsel birleşme
conversation
{i} görüşme

Ben sadece biz gitmeden önce Tom'la hızlı bir görüşme yapmak istiyorum. - I'd just like to have a quick conversation with Tom before we leave.

Fadıl her iki tarafın da telefon görüşmesine kulak misafiri oldu. - Fadil overheard both sides of the phone conversation.

conversation
laf
conversation
karşılıklı konuşma
conversation
iletişim

Sosyal ilişkiler iletişimi etkiler. - Social relationships influence conversations.

Ortam iletişimi etkiler. - The setting influences the conversation.

conversation
conversation piece dikkati çeken ve kendisinden bahsettiren herhangi bir şey
conversation
muhavere mükâleme
İngilizce - İngilizce
conversation
familiar intercourse; intimate fellowship or association; close acquaintance

    Heceleme

    fa·mil·iar intercourse; in·ti·mate fel·low·ship or association; close ac·quaint·ance

    Telaffuz