Tom nehire atlama cesaretinin olmasını ve düşen bebeği kurtarmayı diledi.
- Tom wished he had had the courage to jump into the river and save the baby that had fallen in.
Düşen kayalar yolu kapattı.
- Fallen rocks blocked the way.
Bahçe düşmüş yapraklarla kaplıydı.
- The garden was covered with fallen leaves.
Düşmüş bir ağaç patikayı kapadı.
- A fallen tree blocked the path.
Bahçe düşmüş yapraklarla kaplıydı.
- The garden was covered with fallen leaves.
Tom kanepenin arkasına düşmüş olan bozuk paraları topladı.
- Tom picked up the coins that had fallen behind the sofa.
Sonbaharda Paris'e gidiyorum.
- I'm going to Paris in the fall.
Gariptir, bu sonbaharda çok sayıda pembe dizi izliyorum.
- Oddly, I've been watching a lot of telenovelas this fall.
Büyükannem bacağını bir düşüşte incitti.
- My grandma injured her leg in a fall.
Gurur bir düşüşten önce gider.
- Pride goes before a fall.
Neyse ki bir dalı tuttum ve düşmekten kurtuldum.
- Luckily, I got hold of a branch and was saved from falling.
Ağaç düşmek üzereydi.
- The tree was ready to fall down.
Saçınız dökülmeye başlayacaktır.
- Your hair will start to fall out.
Hans Berlin duvarının yıkılmasını hatırlayacak kadar yaşlıyım dedi.
- I'm old enough to remember the fall of the Berlin wall, said Hans.
Eğer dikkatli olmazsan ,kayabilir ve buzlu basamakların üstüne düşebilirsin.
- If you're not careful, you might slip and fall on the icy steps.
Eğer onu kolundan yakalamasaydı, göletin içine düşmüş olacaktı.
- She would have fallen into the pond if he had not caught her by the arm.
Kilise katılımı düştü.
- Church participation has fallen.
Sami o kategorideki insanlar arasında yer alır.
- Sami falls into that category of people.
Tom nöbette uykuya dalmakla suçlandı.
- Tom was accused of falling asleep on guard duty.
Akşam yemeğinden sonra, ben her zaman kendimi uykuya dalmakta bulurum.
- After supper, I always find myself falling asleep.
Yapraklar ekimde düşmeye başlar.
- Leaves begin to fall in October.
İpi sıkıca tuttum böylece düşmedim.
- I held on to the rope tightly so I wouldn't fall.
Ne Roma İmparatorluğu'nun çöküşüne yol açtı?
- What led to the fall of the Roman Empire?
İmparatorluğun çöküşü kaçınılmazdı.
- The fall of the empire was inevitable.
Orman sonbaharda çok güzeldir.
- The forest is very beautiful in the fall.
Tom tanıştığı her güzel kıza aşık olur.
- Tom falls in love with every beautiful girl he meets.
Anadili olarak konuşan kişi sayısı 10'dan aza düştüğünde bir dil ölü olarak kabul edilir.
- A language is considered dead when the number of native speakers falls to less than 10.
Bay Jones ders esnasında uyuduğum için beni azarladı.
- Mr. Jones reprimanded me for falling asleep during class.
Yaprakların hepsi döküldü.
- The leaves have all fallen.
Neredeyse tüm yapraklar döküldü.
- Almost all the leaves have fallen.
O tekrar hastalanmaktan korkuyor.
- She is afraid of falling ill again.
Orada harika bir şelale gördüm.
- I saw a wonderful fall there.
Bu kulübe çökme tehlikesinde.
- This hut is in danger of falling down.
to honor fallen soldiers.
a fallen building.
a fallen woman.
fallen raindrops.
We'll have to walk; my car has fallen over.
This is a monument to all those who fell in the First World War.
And so it falls to me to make this important decision.
Rome fell to the Goths in 410 AD.
Thrown from a cliff, the stone fell 100 feet before hitting the ground.
He set up his rival to take the fall.
Our senator fell into disrepute because of the banking scandal.
the fall of Rome.
Ghoaſt . / To morrow in the battaile thinke on me, / And fall thy edgeleſſe ſword, diſpaire and die.
She has fallen ill.
... teachers -- STEM education is an area where we've fallen ...
... remember fallen comrades and give thanks for being ...