O şimdilik kâfi gelecektir.
- That will be enough for the time being.
On bin yen yeterli mi?
- Is ten thousand yen enough?
Twitter yeterince iyi değil.
- Twitter is not good enough.
Tom şehirde yaşamak için yeterli para kazanıyor mu?
- Does Tom earn enough money to live in the city?
On bin yen yeterli mi?
- Is ten thousand yen enough?
Sana yeterince teşekkür edemem.
- I can't thank you enough.
Google Translate, Ubuntu Çevirileri için yeterince iyi değildir. Ayrıca bu, Ubuntu ilkesine de aykırıdır.
- Google Translate is not good enough for Ubuntu Translations. Furthermore, this is against Ubuntu policy.
Sadece yeteri kadar kaynatılır.
- It is boiled just enough.
Onların yeteri kadar altını yoktu.
- They did not have enough gold.
O, köpeğini her gün etle beslemek için yeterince zengin değildi.
- She wasn't wealthy enough to feed her dog meat every day.
Bu yiyecek yeterince besleyici değil.
- This food's not nourishing enough.
Burada yeterli miktara sahibiz.
- We've got enough here.
Bu, yeterli miktardan daha fazla
- It's more than enough.