Bu durumda belirleyici faktör neydi?
- What was the determining factor in this case?
Bu durum hipotezimi destekliyor.
- These facts support my hypothesis.
Bu olay hakkındaki gerçeği bilmek istiyor musun?
- Would you like to know the truth about this fact?
Olayın nedenini belirlemek için bir gerçeği bulma komitesi kuruldu.
- A fact-finding committee was set up to determine the cause of the incident.
Gerçekleri abartmayalım.
- Let's not exaggerate the facts.
Bu gerçek unutulmamalı.
- This fact must not be forgotten.
Bir kaynak olmadan olgusal ifadeler üretmeyin.
- Don't make factual statements without a source.
Olgun insanlar fikirler hakkında konuşur, aydınlar gerçekler hakkında, ve sıradan insanlar da ne yedikleri hakkında konuşurlar.
- Wise men talk about ideas, intellectuals about facts, and the ordinary man talks about what he eats.
Yukarıdaki metin konuyla ilgili kesin bilgiler içermiyor.
- The text above contains no accurate facts on the matter.
O fabrika, bilgisayar üretimi içindir.
- That factory is for the manufacture of computers.
Let's look at the facts of the case before deciding.
There is no doubting the fact that the Earth orbits the Sun.
The facts about space travel.
He had become an accessory after the fact.
... matter of fact, oil production is down 14 percent this year on federal land, and gas ...
... how and in fact why. ...