Beyaz Rusya'da yaşıyorum ve bu durumdan gurur duyuyorum.
- I live in Belarus and I take pride in this fact.
Bu durumun çok ciddi olduğunu düşünüyorum.
- I think that this fact is very serious.
Bu gerçek bir olaydır.
- That is an actual fact.
Bu olay hakkındaki gerçeği bilmek istiyor musun?
- Would you like to know the truth about this fact?
Bunlar gerçeklerdir. Onlar hakkında sıkı düşünün!
- These are the facts. Think hard about them!
Bu gerçek unutulmamalı.
- This fact must not be forgotten.
O kitap, olgusal hatalarla doludur.
- That book is full of factual errors.
Bir kaynak olmadan olgusal ifadeler üretmeyin.
- Don't make factual statements without a source.
Başka insanları ikna etmek için gerekli olan bilgileri yazın.
- Write down the facts needed to convince other people.
O fabrika, bilgisayar üretimi içindir.
- That factory is for the manufacture of computers.
Let's look at the facts of the case before deciding.
There is no doubting the fact that the Earth orbits the Sun.
The facts about space travel.
He had become an accessory after the fact.
... the fact that you pay for this is actually what makes it work ...
... hot. That heat is what's causing the meltdown in Japan even as we speak. In fact, it may ...