fırtına teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- storm
It was very stormy in the afternoon.
- Öğlen hava çok fırtınalıydı.
The roof was damaged by the storm.
- Çatı fırtınadan zarar görmüştü.
- hurricane
Tom's house was destroyed by the hurricane.
- Tom'un evi fırtına tarafından tahrip edildi.
A storm turns into a hurricane when the wind speed goes over a hundred nineteen kilometers an hour.
- Bir fırtına rüzgarın hızı saatte yüz on dokuz kilometreyi aştığında kasırgaya dönüşür.
- squall
Squalls are expected later tonight.
- Bu gece daha sonra şiddetli fırtına bekleniyor.
- tempest
- gale
Please be careful of gales and large waves.
- Lütfen fırtınalara ve yüksek dalgalara karşı dikkatli olun.
- terrible difficulty
- bewilderment
- snorter
- storm, tempest, gale
- gust
Losing his balance from a sudden gust of wind, the tightrope walker fell to his death.
- Ani bir fırtınadan dengesini kaybettiği için, ip cambazı ölümüne düştü.
- windstorm
- turbulent
- weather
He must be crazy to go out in this stormy weather.
- Onun bu fırtınalı havada dışarı çıkması için deli olması gerekir.
The weather report says a blizzard is coming in later today.
- Hava raporu bugün daha sonra bir kar fırtınası geleceğini söylüyor.
- (Askeri) strong gale
- thunderstorm
Thunderstorms are predicted.
- Fırtınalar tahmin edilmektedir.
Do you like thunderstorms?
- Gök gürültülü fırtınaları sever misin?
- the storm
- firestorm
Even those in hospitals won't be saved from the coming meteor-caused firestorm!
- Hatta bu hastaneler önümüzdeki meteor kaynaklı yangın fırtınasından kurtulmuş olmayacak!
- gök gürültülü fırtına
- thunderstorm
Black clouds announced the coming thunderstorm.
- Siyah bulutlar gelen gök gürültülü fırtınayı bildirdi.
Do you like thunderstorms?
- Gök gürültülü fırtınaları sever misin?
- fırtına bulutu
- storm cloud, thundercloud
- fırtına bulutu
- thundercloud
- fırtına gibi
- at the double, on the double
- fırtına gibi 1
- suddenly and quickly. 2. impetuous, always in a hurry
- fırtına gibi esmek
- bluster
- fırtına gibi esmek
- storm
- fırtına gözü
- bull's-eye squall
- fırtına kopmak
- blow great guns
- fırtına kopmak
- a) (storm) to break out b) (fight) to break out
- fırtına kopmak
- 1. (for a storm) to break suddenly. 2. to break out in noisy arguments
- fırtına kuşu
- mallemuck
- fırtına kuşu
- storm petrel
- fırtına kuşu
- petrel
- fırtına kırlangıcı
- stormbird
- fırtına kırlangıcı
- stormy petrel
- fırtına kırlangıcı
- (Tabiat Doğa) (kuş, Fam: fırtınakuşugiller) [syn.: fırtına kırlangıcı, fırtınakuşu] storm petrel
- fırtına kırlangıcı
- storm petrel
- fırtına mı çıkacak acaba
- I wonder if there will be a storm
- fırtına patlamak
- (for a storm) to break suddenly
- fırtına patlamak
- squall
- fırtına uyarısı
- storm warning
- fırtına yemiş
- weather beaten
- fırtına yemiş
- storm beaten
- fırtına yüzünden gecikmiş
- stormbound
- fırtına çıkacağa benziyor
- the sky threatens a storm
- fırtına çıkmak
- squall
- fırtına çıktı
- A storm came up
- dev fırtına dalgaları
- (Askeri) extreme storm waves
- dindirmek (fırtına vb'ni)
- still
- dinmek (fırtına)
- blow over
- kopmak (fırtına)
- break
- kuvvetli fırtına
- (Askeri) storm
- kuvvetli fırtına
- (Meteoroloji) strong gale
- tropik fırtına
- tropical storm
- içinde fırtına kopmak
- there is a a storm inside of me
- içinde fırtına kopmak
- feel enthusiasm
- Karadeniz fırtına, al pırtını sırtına
- (Konuşma Dili) Things here are in a bad way; you'd better pack up and clear out
- Rüzgâr eken fırtına biçer
- Sow the wind and reap the whirlwind
- ani fırtına
- white squall
- bir bardak suda fırtına
- a storm in a teacup
- bir bardak suda fırtına koparmak
- to raise a tempest in a teapot
- boz fırtına kırlangıcı
- (Tabiat Doğa) (kuş, Fam: fırtınakuşugiller) Swinhoe's storm-petrel
- döner fırtına
- whirlwind
- elektrikli fırtına
- electric storm
- elektriksel fırtına
- electric storm
- gök gürültülü şimşekli ve yağmurlu fırtına
- rain accompanied by thunder
- gök gürültülü şimşekli ve yağmurlu fırtına
- thundershower
- kutup fırtına kuşu
- northern fulmar
- kutup fırtına kuşu
- fulmar
- kutup fırtına kuşu
- mallemuck
- manyetik fırtına
- magnetic storm
- rüzgâr ekip fırtına biçmek
- to sow the wind and reap the whirlwind
- tozkoparan fırtına
- dust storm
- yangının neden olduğu fırtına
- firestorm
- ölçü fırtına
- (Çevre) unit storm
- şimşekli fırtına
- electric storm