Tom is an activist in his community.
- Tom toplumunda bir eylemcidir.
Al Gore is a global-warming activist.
- Al Gore bir küresel ısınma eylemcisi.
Do you believe global warming is the result of human actions?
- Küresel ısınmanın insan eylemlerinin sonucu olduğunu düşünüyor musunuz?
The activists were last seen in a remote, forested corner of Brazil.
- Eylemciler en son Brezilya'nın uzak, ormanlık bir köşesinde görüldüler.
So far, your action seems completely groundless.
- Şimdiye kadar, eyleminiz tamamen sebepsiz görünmektedir.
Do you believe global warming is the result of human actions?
- Küresel ısınmanın insan eylemlerinin sonucu olduğunu düşünüyor musunuz?
Words are always bolder than deeds.
- Sözler her zaman eylemlerden daha cesurdur.
His words and deeds do not match.
- Onun sözleri ve eylemleri uyuşmuyor.
She was an activist in the Women's Liberation Movement.
- O, Kadın Kurtuluş Hareketinde bir eylemciydi.
The soldier was killed in action.
- Asker eylemde öldürüldü.
Our son was killed in action.
- Oğlumuz eylemde öldürüldü.
The commission took no action.
- Komisyon hiçbir eylem yapmadı.