eylem

listen to the pronunciation of eylem
Türkçe - İngilizce
act

So far, your action seems completely groundless. - Şimdiye kadar, eyleminiz tamamen sebepsiz görünmektedir.

Do you believe global warming is the result of human actions? - Küresel ısınmanın insan eylemlerinin sonucu olduğunu düşünüyor musunuz?

action

So far, your action seems completely groundless. - Şimdiye kadar, eyleminiz tamamen sebepsiz görünmektedir.

The lawyer determined his course of action. - Avukat eylemin rotasını belirledi.

activity
gram. verb
militate
practice
geste
movement

She was an activist in the Women's Liberation Movement. - O, Kadın Kurtuluş Hareketinde bir eylemciydi.

(İnşaat) performance
fact
verb
deed

Words are always bolder than deeds. - Sözler her zaman eylemlerden daha cesurdur.

Who can read the heroic deeds of brave men without a feeling of respect and admiration? - Kim saygı ve hayranlık hissi duymadan cesur insanların kahramanca eylemlerini okuyabilir?

(Hukuk) action, practice
action, practice, deed " fiil, aksiyon; verb" fiil
in action

At least six hundred men died in action. - Eylemde en az altı yüz insan öldü.

Tom was killed in action. - Tom eylemde öldürüldü.

action of
{i} commission

The commission took no action. - Komisyon hiçbir eylem yapmadı.

eylem durumu
(Bilgisayar) action state
eylem düğmeleri
(Bilgisayar) action buttons
eylem grubu
(Pisikoloji, Ruhbilim) action group
eylem halinde
in action
eylem kimliği
(Bilgisayar) actionid
eylem programı
(Politika, Siyaset) action program
eylem seç
(Bilgisayar) select action
eylem türü
(Bilgisayar) action type
eylem yapmak
protest
eylem yok
(Bilgisayar) no action
eylem yürütme
(Bilgisayar) take no action
eylem zamanları
(Gıda) action times
eylem zamanı
(Dilbilim) tense
eylem çekimi
(Dilbilim) conjugation
eylem öğeleri
(Bilgisayar) action items
eylem öğelesi
(Bilgisayar) action item
eylem düzenlemek
to organise a demonsration
eylem düzenlemek
to stage a protest

küresel ısınma için eylem düzenlendi.

eylem adı
(Bilgisayar) action name
eylem akımı
(Pisikoloji, Ruhbilim) action current
eylem akışı
(Pisikoloji, Ruhbilim) stream of action
eylem alışkanlığı
(Pisikoloji, Ruhbilim) act-habit
eylem anında
(Bilgisayar) onaction
eylem ayarları
(Bilgisayar) action settings
eylem başarısız
(Bilgisayar) action failed
eylem belirle
(Bilgisayar) set action
eylem cephesi
action front
eylem değeri
(Bilgisayar) action values
eylem değeri
(Bilgisayar) action value
eylem dizilimi
(Dilbilim) verb phrase
eylem düğmesi
(Bilgisayar) action button
eylem emri
(Pisikoloji, Ruhbilim) action fiat
eylem gövdesi
verbal stem
eylem kökü
verb root
eylem kökü
(Dilbilim) verbal root
eylem kökü gram
verb root
eylem labirenti
(Pisikoloji, Ruhbilim) action maze
eylem listesi
(Bilgisayar) action list
eylem maddeleri
(Ticaret) action points
eylem modeli
action pattern
eylem numarası
(Bilgisayar) action number
eylem potansiyeli
(Pisikoloji, Ruhbilim) action potential
eylem psikolojisi
(Pisikoloji, Ruhbilim) act psychology
eylem sabitliği
action constancy
eylem sonlandırma
(Pisikoloji, Ruhbilim) act ending
eylem sorguları
(Bilgisayar) action queries
eylem sorgularını
(Bilgisayar) action queries
eylem tutacağı
(Bilgisayar) action handle
eylem tümcesi
verbal sentence
eylem yapısı
(Pisikoloji, Ruhbilim) action pattern
eylem yararcılığı
(Pisikoloji, Ruhbilim) act utilitarianism
eylem yolu
(Bilgisayar) action path
eylem yorumu
(Pisikoloji, Ruhbilim) action interpretation
eylem yöneltimi
(Dilbilim) action orientation
eylem çekimi
conjugation fiil tasrifi
eylem çekimi gram
conjugation
eylem çerçevesi
framework of action
eylem öbeği
(Dilbilim) verb phrase
eylem özet kayıtları
(Ticaret) action summary log
eylem öğrenme
(Pisikoloji, Ruhbilim) action learning
acil eylem
(Politika, Siyaset) immediate action
edilgen eylem
(Dilbilim) passive verb
eylemler
(Bilgisayar) action items
geçerli eylem
(Bilgisayar) current action
geçişli (eylem)
transitive
geçişsiz (eylem)
(Dilbilim) intransitive
idari eylem
(Politika, Siyaset) administrative action
kolektif eylem
(Politika, Siyaset) collective action
olumlu eylem
(Politika, Siyaset) affirmative action
olumsuz eylem
negative verb
sosyal eylem
social action
söz eylem
speech-act
sürekli eylem
(Bilgisayar) continuous action
sıfat-eylem
(Dilbilim) participle
ulusal eylem planı
national action plan
uyumlu eylem
(Politika, Siyaset) concerted practice
yeni eylem
(Bilgisayar) new action
acil eylem
Urgent activity, emergency activity
acil eylem planı
emergency action plan
eylemler
actions
yardımcı eylem
actions to help
Avrupa Birleşik Devletleri için Eylem Komitesi
(Hukuk) Action Committee for United States of Europe
akdeniz eylem planı
mediterranean action plan
anlaşmalı eylem
(Hukuk) concerted action
askeri eylem
act of war
askeri eylem
(Askeri) military campaign
birleşik eylem gram
compound verb
biyoteknoloji eylem programı
biotechnology action programme
duygusal eylem
(Pisikoloji, Ruhbilim) affectual action
duygusal eylem
emotional action
dönüşlü eylem
reflexive verb
düzenli eylem
(Dilbilim) regular verb
düzenli eylem
(Dilbilim) weak verb
edilgen eylem
1. passive verb. 2. impersonal passive verb
edilgen görünüşlü eylem
(Dilbilim) deponent verb
edimsel eylem
performative act
edimsel eylem
illocutionary act
eksik eylem
(Dilbilim) incomplete verb
ertelenen eylem
delayed action
etken eylem
active verb
etken eylem gram
active verb
ettirgen eylem
causative verb
ettirgen eylem
(Dilbilim) causitive verb
ettirgen eylem
(Dilbilim) factitive verb
ettirgen eylem şeklinde
factitively
fiil / eylem
(Hukuk) act
fonksiyonel eylem
(Ticaret) functional action
gecikmeli eylem reklamı
(Basın) delayed-action advertising
geleneksel eylem
(Pisikoloji, Ruhbilim) traditional action
hükümet onayıyla işlenmiş kanunsuz eylem
act of state
idamlık eylem
a hanging matter
işteş eylem
reciprocal verb
kolektif eylem kararı
(Politika, Siyaset) collective action clause
modal eylem yapısı
(Pisikoloji, Ruhbilim) modal action pattern
müşterek karargah kriz eylem takımı
(Askeri) joint staff crisis action team
müşterek kriz eylem takımı
(Askeri) joint crisis action team
olumlu eylem gram
affirmative verb
olumsuz eylem gram
negative verb
orta (eylem)
(Dilbilim) middle verb
ortak eylem
(Hukuk) joint action
psikolojik eylem
(Askeri) psychological action
psikolojik eylem
(Askeri) psychological activity
sabit eylem
fixed action
sembolik eylem
(Pisikoloji, Ruhbilim) symbolic action
suç oluşturan eylem
(Hukuk) criminal conduct
sıfat eylem gram
participle
tekrarlama bildiren eylem
frequentative
toplu eylem
social action
uyumlu ekonomik eylem
(Politika, Siyaset) concerted economic action
yardımcı eylem
auxiliary verb
yasa dışı eylem
malpractice
çekimli eylem gram
finite verb
çerçeve eylem
framework of action
Türkçe - Türkçe
Fiil: "Bize, iki yılda Fransızcanın iki yardımcı eylemini belletememişti."- M. Ş. Esendal
Bir durumu değiştirme ve daha ileriye götürme yönünde etkide bulunma çabası, amel: "Eyleme beraber girersiniz, siz sonuca ulaşmayı düşünürsünüz, onlar ulaşmadan paylaşmayı."- A. İlhan
Eyleme işi, fiil, aksiyon: "Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilmez."- Anayasa
Eyleme işi, fiil, aksiyon
Bir durumu değiştirme ve daha ileriye götürme yönünde etkide bulunma çabası, amel
Fiil
ek eylem
Ek fiil
olumlu eylem
bakınız: olumlu fiil
olumsuz eylem
bakınız: olumsuz fiil
yardımcı eylem
bakınız: yardımcı fiil
eylem