extremely large

listen to the pronunciation of extremely large
İngilizce - Türkçe
çok büyük
enormous
{s} muazzam

Soda muazzam miktarda şeker ve kalori içerir. - Sodas contain enormous amounts of sugar and calories.

Tom muazzam bir potansiyele sahiptir. - Tom has enormous potential.

enormous
kocaman

Fil kocaman bir yaratıktır. - The elephant is an enormous creature.

Kocaman bir evde yalnız yaşıyor. - She lives alone in a house of enormous dimensions.

enormous
çok iri
enormous
devasa
enormous
{s} dağ gibi (Argo)
enormous
hudutsuz
enormous
hayvani
enormous
çok geniş
enormous
fil gibi
enormous
koskoca
enormous
çok büyük

Bir fil çok büyük bir hayvandır. - An elephant is an enormous animal.

Karısına çok büyük bir servet bıraktı. - He left his wife an enormous fortune.

enormous
iri

Kuzenlerim arasında, bilirsiniz, en iri göğüsleri olan bir kız var. - Among my cousins, you know, there's a girl with the most enormous breasts.

Filler iri bir hayvandır. - An elephant is an enormous animal.

enormous
(sıfat) büyük, azman, kocaman, koskocaman, dağ gibi, muazzam
enormous
{s} koskocaman
enormous
{s} büyük

O, çok büyük bir evde yaşar. - He lives in an enormous house.

Tayfundan gelen hasar büyüktü. - The damage from the typhoon was enormous.

enormous
enormouslyaşırı derecede
enormous
aşırı

Aşırı derecede eğlendim, inan bana. - I enjoyed myself enormously, believe me.

İngilizce - İngilizce
enormous
hugemungous
extremely large

    Heceleme

    ex·treme·ly large

    Türkçe nasıl söylenir

    îkstrimli lärc

    Telaffuz

    /əkˈstrēmlē ˈlärʤ/ /ɪkˈstriːmliː ˈlɑːrʤ/