Tom aşırı derecede yorgun olduğunu söyledi.
- Tom said he was extremely tired.
Mary aşırı derecede çekici.
- Mary is extremely attractive.
Biz ziyadesiyle mutluyuz.
- We're extremely happy.
İngiliz halkı genel olarak evcil hayvanlarına son derece düşkündür.
- The British people in general are extremely fond of their pets.
Dinamit balıkçılığı resif ekosistemler için son derece tahrip edicidir.
- Dynamite fishing is extremely destructive to reef ecosystems.
Tom ve erkek kardeşleri çok yakındır.
- Tom and his brothers are extremely close.
Geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki ayrım sadece çok yaygın yanılsamadan başka bir şey değildir.
- Difference between the past, present, and future is nothing but an extremely widespread illusion.
Mary fazlasıyla çekici.
- Mary is extremely attractive.
Mary aşırı derecede çekici.
- Mary is extremely attractive.
Tom aşırı derecede ikna edicidir.
- Tom is extremely persuasive.
... of course only part of the discussion, it's extremely ...
... all of my music available to me wherever, whenever is extremely powerful. But for times ...