Tom aşırı derecede yorgun olduğunu söyledi.
- Tom said he was extremely tired.
Mary aşırı derecede çekici.
- Mary is extremely attractive.
Biz ziyadesiyle mutluyuz.
- We're extremely happy.
Tom Mary'ye onun yardımı için son derece minnettar.
- Tom is extremely thankful to Mary for her help.
Dinamit balıkçılığı resif ekosistemler için son derece tahrip edicidir.
- Dynamite fishing is extremely destructive to reef ecosystems.
Tom ve erkek kardeşleri çok yakındır.
- Tom and his brothers are extremely close.
Geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki ayrım sadece çok yaygın yanılsamadan başka bir şey değildir.
- Difference between the past, present, and future is nothing but an extremely widespread illusion.
Mary fazlasıyla çekici.
- Mary is extremely attractive.
Bu onun için aşırı derecede zordur.
- This is extremely hard for him.
Tom aşırı derecede ikna edicidir.
- Tom is extremely persuasive.
... all of my music available to me wherever, whenever is extremely powerful. But for times ...
... and sent that all via some extremely slow boat from China ...