extreme part

listen to the pronunciation of extreme part
İngilizce - Türkçe

extreme part teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

end
{f} sona ermek

Öyle sona ermek zorunda değildi. - It didn't have to end like that.

Bir rüyayı yaşıyorsun ve rüya sona ermek üzere. - You are living a dream, and the dream is about to end.

end
{f} son vermek

Onların hararetli tartışmaya bir son vermek için boşuna uğraştı. - He tried in vain to put an end to their heated discussion.

Ben tartışmaya bir son vermek istiyorum. - I want to put an end to the quarrel.

end
son bulmak
end
sona erdirmek

Terörü ekonomi ile sona erdirmek en akıllıca politikaydı. - Bringing terrorism to an end via the economy was a most wise policy.

Fadıl evliliği sona erdirmek istedi. - Fadil wanted to end the marriage.

end
{i} mec. ölüm, son
end
son kısım
end
bitim

Oyunun bitimiyle birlikte müthiş bir sevince büründük. - As soon as the game ended, we became overjoyed.

O, filmin bitiminde çok farklı. - She's very different at the end of the movie.

end
{f} bit

Saat kaçta dersiniz biter? - At what time does your class end?

Bu yaz tatili çok çabuk bitti. - The summer vacation has come to an end too soon.

end
{i} erek
end
{i} akıbet
end
encam
end
{i} kalıntı
end
end onbaş başa
end
tos vuruşu gibi baş başa
end
(Tıp) Son, uç, herhangi bir oluşumun sonu veya ucu
end
baş

O, kendini öldürmeye çalıştı fakat o başarısızlıkla sonuçlandı. - He tried to kill himself but it ended in failure.

Sonunda başaracaksın. - You will succeed in the end.

end
(Tekstil) 1. uç 2. son
end
{f} bitirmek, son vermek; bitmek, sona ermek
end
bitme

Hastane inşaatı bitmek üzere. - The construction of the hospital is about to end.

Tatil bitmek üzeredir. - The vacation is close to an end.

İngilizce - İngilizce
end
extreme part

    Heceleme

    ex·treme part

    Türkçe nasıl söylenir

    îkstrim pärt

    Telaffuz

    /əkˈstrēm ˈpärt/ /ɪkˈstriːm ˈpɑːrt/