extreme fear; fear that agitates body and mind; violent dread; fright

listen to the pronunciation of extreme fear; fear that agitates body and mind; violent dread; fright
İngilizce - Türkçe

extreme fear; fear that agitates body and mind; violent dread; fright teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

terror
terör

Teröristler rehineleri serbest bıraktı. - The terrorists released the hostages.

Terörizm, bir ülkenin bölünmesi ve ayrılıkçı bölgelerin oluşumu için en önemli faktördür. - Terrorism is the most important factor for the division of a country and the creation of autonomous regions.

terror
{i} dehşet

Dehşet veren bir şeydi. - It was an object of terror.

O, dehşetle haykırdı. - She screamed with terror.

terror
baş belası
terror
tedhiş
terror
başbelası
terror
korku

Korku nedeniyle neredeyse donakalmıştı. - He was almost petrified with terror.

terror
dehşet saçan şey veya kimse
terror
{i} dehşet: They looked on in terror. Dehşet içinde seyrettiler
terror
the Reign of Terror Fransız ihtilâlinde en kanlı devre
terror
{i} yaramaz çocuk
terror
(Tıp) Korku krizi, şiddetli korku, dehşet, pavor
terror
{i} korkutan şey
terror
{i} terör, tedhiş, korku salma
terror
{i} dehşet saçan kimse
terror
terrorstricken dehşete düşmüş
terror
terrorstruck
İngilizce - İngilizce
terror
extreme fear; fear that agitates body and mind; violent dread; fright